Gelecekte kannabidiol, epilepsi, çeşitli inflamasyonlar, anksiyete, depresyon, skleroz ve Parkinson hastalığı için etkili bir araç olabilir. CBD veya diğer adıyla kannabidiol psikoaktif özelliklerden yoksun, ancak çeşitli hastalıklarda oldukça etkilidir.

Son zamanlarda denizaşırı medya’da tıbbi kenevir teması giderek daha fazla ortaya çıkmaya başlıyor, bilim adamları gelecekte kenevirin etkili bir araç olacağından emin oldukları için, araştırma izni ve finansman almaya çalışıyorlar ve dünyanın birçok ülkesinde aktif dekriminalizasyon ve yasallaştırma süreçleri devam ediyor.

Çoğu gürültü kenevir bitkisinde bulunan CBD veya diğer adıyla kannabidiol maddesi etrafında oluşuyor. Bugün kannabidiol maddesini yiyeceklerden, dekoratif kozmetik malzemelerine kadar her yerde bulunabiliyor ve internet mağazalarında yağ şeklinde yasal olarak satın alınabiliyor. Bütün bunlar CBD’nin iyileştirici özelliklerine sahip olmasından ve Tetrahidrokanabinol (THC) maddesinin psikoaktif özelliklerine sahip olmamasından kaynaklanıyor.

CBD kenevirin aktif bir bileşeni olduğundan sağladığı yararı eski usul cigara sararak da alabilirsiniz. Ancak sardığınız “üçlünün” içinde kullandığınız kenevir çeşidinin CBD oranlarının yüksek olmasına dikkat ediniz yoksa rahatlamak, huzursuzluğu gidermek veya ağrınızı hafifletmek yerine kanepede sıkışır ve başarısız bir şekilde paranoya ile başa çıkmaya çalışırsınız.

Bu büyülü kannabidiol maddesinin, bilim dünyasından gelen en son verilere ve eğlence uğrunda değil, ancak bir ilaç olarak CBD kullanan tüketici deneyimine dayanarak nasıl çalıştığını anlamaya çalışalım.

CBD ve THC etkileri arasındaki fark

Kannabidiol psikoaktif bir madde olmadığından onunla kafa yaşamanız mümkün olmayacaktır, ancak üretkenliğinizi artırmak, kaygıyı gidermek ve ağrıyı hafifletmek tam onun yardımı ile gerçekleştirebileceğiniz bir şey. CBD ağırlıklı kenevir çeşitlerini kullandığınızda THC’nin aksine düşünceleriniz karışmaz, hafızanız azalmaz, kasların gevşemesi sonucunda sebze haline gelmezsiniz.

Bu maddelerin oranı kabaca aynı ise aynı anda hafif öforik ve yukarıda belirtilen yararlı etkileri bulacaksınız. Bunlarla birlikte paranoya, ağızda kuruluk, göz kuruması ve kızarıklığı, açlık ve oburluk, uyuşukluk ve kısa süreli hafıza sorunları gibi etkiler genellikle THC tarafından tetiklenir. Bu tür çeşitler genellikle ağrı kesici olarak kullanılır.

CBD kendi başına oldukça iyi çalışıyor olsa da bazı uzmanlar kenevirin diğer aktif bileşenleri ile birlikte daha fazla fayda sağladığının kanısında:

Harvard Tıp Fakültesi Psikiyatri Dr. Lester Grinspoon “daha iyi bir terapötik etki elde etmek için THC ve terpenoid fitokimyasallarından bir karışıma ihtiyacınız var” diyor.

Bununla birlikte bu etki tam olarak nasıl elde edilir, bilim adamları tam emin değiller. Bu bilgi boşluğu ilk etapta verilerin eksikliğinden kaynaklanıyor, bu da kenevirin iyileştirici özelliklerinin incelenmesinin yeni başladığından kaynaklanmaktadır. Ancak tıbbi kenevirin aşamalı olarak yasallaşması, bilim adamlarının yakında deneyleri için daha fazla özgürlük ve devlet desteği alabilecekleri ihtimalini doğuruyor. Bu yüzden umudumuzu yitirmiyor ve buna inanıyoruz.

Kannabidiol hangi rahatsızlıklarla başa çıkmaya yardımcı oluyor

Bazı bilimsel çalışmalar CBD’nin anti-inflamatuar, analjezik ve antipsikotik özelliklerine sahip olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda doktorlar bu maddenin ilaç firmalarına benzer semptomların eşlik ettiği çeşitli rahatsızlıklara ve hastalıklara karşı etkili ilaçlar geliştirmelerine yardımcı olacağını umuyorlar.

Bu tür hastalıkların listesi, bu tür patolojik koşullarla sınırlı değildir:

• Epilepsi ve konvülsiyon bozuklukları;
• Şiddetli ağrı sendromu ile çeşitli inflamasyon;
• PTSD* ve anksiyete (post trauma stress dissorder);
• Crohn hastalığı;
• Çoklu skleroz;
• Opioid terketme sendromu

Şimdiye kadar bu rahatsızlıklarla başa çıkmak için tam teşekküllü CBD tabanlı ilaçlar mevcut değil, ancak çok sayıda hasta maddenin aslında semptomları hafiflettiğine ve hatta onlardan tamamen kurtulmalarına yardımcı olduğunu iddia ediyorlar.

Geçenlerde kenevirin hala en tehkikeli psikoaktif maddelerin listesine girdiği ABD’de ilaç piyasasında gerçek bir atılım oldu – FDA (food and drug administration) Epidiolex adı verilen ilk kenevir bazlı antiepileptik ilacın ABD pazarında satılmasını onayladı.

Ana bileşeni FDA’nın kendi testleriyle doğruladığı antikonvülzan etkisi olan kannabidioldur. Bugün Epidiolex şiddetli epilepsi formlarını ve çocuklarda sık ve yoğun kramplara neden olan Dravet sendromu ve Lennox Gastaut sendromunu tedavi etmek için kullanılıyor.

Aslında Epidolex öncesinde kenevir bileşenlerine dayanan ilaçlar vardı. Örneğin Belçika şirketi Solvay Pharmaceuticals 1985 yılında Marinol (dronabinol) yarattı – ilaç aslında sentetik THC olup kemoterapi gören kanser hastalarında iştah arttırmak için günümüze kadar kullanılmaya devam ediyor.

2010 yılında İngiliz ilaç grubu GW Pharmaceuticals kas spazmlarını ve çoklu skleroz semptomlarını hafifletmek için eşit miktarda CBD ve THC içeren Sativex ilacını geliştirdi.

Kannabidiol etki mekanizması

Her ne kadar CBD’nin vücuda nasıl iyileştirici etkisi olduğuna dair veriler az olsa da yine de bilim adamlarının bu konuda bazı düşünceleri var. Şaşırtıcı bir şekilde kannabidiol aynı THC’nin yaptığı gibi CB1 ve CB2 kanabinoid reseptörlerinin aktif bölgelerine bağlanmıyor. Ancak beyin ve periferik organlarda salgılanan GPR55 proteini ile etkileşime girmektedir. Araştırmacılar bunun antispazmodik etkisine neden olduğuna inanıyorlar.

CBD beyinde sinyal moleküllerinin bir nörondan diğerine iletildiği sinaptik transmisyon sürecini düzenler. Beyin hücreleri arasındaki bağlantılar GPR55 etkinleştirildiğinde güçlenirler.

Konvülsiyonlar nöronların sinyal iletiminde çok aktif hale gelmesi ve daha sık yanıp sönmesi durumunda ortaya çıkmaktadır. GW Pharmaceuticals araştırma bölümü başkanı Ben Whalley, Kannabidiol’un GPR55 proteinini bloke ederek sinaptik transimsyon sisteminin aşırı yüklenmesini engellediğini söylüyor.

Bu proteinin CBD ile olan bağlantısı epileptik nöbetler tetiklenen gen modifikasyonun sahip kemirgenler üzerinde yapılan deneyler ile teyit edilmiştir. GPR55 proteinini sahip olan kemirgenler verilen kannabidiol tedavisine tepki gösterirken, aynı proteine sahip olmayan kemirgenler konvülsiyon atakları yaşamaya devam etti.

Whalley ayrıca CBD’nin vücuttaki iyonları ve kalsiyumun taşınmasında yer alan TRPV1 proteininin duyarsızlaştırılmasına katkıda bulunabileceğini ve bu da spazmların giderilmesine yardımcı olabileceğini düşünüyor. İlk olarak kannabidiol bu proteini aktive eder, ancak daha sonra hızlı bir şekilde iyon kanalının hassasiyetini düşürür ve kalsiyumun hücrelere taşınmasını etkili bir şekilde engeller. GPR55’e benzer şekilde TRPV1 proteini eksik olan hayvanlar CBD’ye tepki vermiyor.

Son olarak bu madde vücut tarafından üretilen ve antikonvülsif madde olan adenozin taşıma kanalı ile etkileşime girer. Whalley kannabidiolun esas olarak adenozin üzerindeki etkileri nedeniyle krampları bastırdığına inanıyor, ancak bu hipotezi doğrulamak için daha fazla deney gerekiyor.

CBD’nin aktivitesini sergilediği geniş bir alan yelpazesi bilim adamlarının bu maddenin Parkinson hastalığı gibi, motor bozukluklarının tedavisinde de yararlı olabileceğini düşünmelerine sebep oldu. Serotononik reseptörlerle etkileşim kannabidiol’un depresyon, anksiyete, bipolar rahatsızlığının psikotik evresinde ve şizofreni tedavisinde kullanılabileceğini göstermektedir.

Aberdeen Üniversitesi profesörü ve GW Pharmaceuticalis farmakoloji bölüm başkanı olan Roger Pertwee, klinik bir kanıt olmadan CBD’nin bu reseptörler ve proteinler ile etkileşiminin bu maddenin terapötik etkisine neden olduğu anlamına geldiğini kesin olarak iddia edemeyeceğimizi ısrar etmekte.

Yüksek CBD içeriğine sahip kenevir çeşitleri

Son olarak kannabidiol hakimiyeti ile popüler kenevir çeşitlerinin bir listesini vereceğiz, böylece tohum marketinizde ne satın almak istediğinizi ve ne hakkında soru sorabileceğinizi bilmiş olursunuz:

• Harlequin;
• Canna-Tsu;
• Dancehall;
• Remedy;
• Sour Tsunami;
• CBD Mango Haze;
• Pennywise.