Kenevir zihinsel sağlığınızı nasıl etkiler ve zihinsel bozukluğu olan insanlar kenevir kullanmalı mıdır?

Kenevir zihinsel sağlığınızı nasıl etkiler
Dünyada kannabis, Kenevirin kullanılması

Kenevir “hafif uyuşturucu” maddesi olarak kabul edilir, bu nedenle birçoğumuz uzun süreli ve düzenli kenevir kullanımının hiçbir şeyle tehdit etmediğinden emindir. Bununla birlikte MJ’nin kötüye kullanımının yıllar sonra zihinsel sağlığı olumsuz yönde etkileyebileceğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır.

Bilim adamları psikoz, mani ve hatta paranoyak şizofreni gibi ciddi zihinsel bozuklukların gelişme riski konusunda uyarıda bulunuyorlar. Aynı zamanda diğer araştırmacılar nedensel bağlantı hakkında konuşmanın henüz erken olduğunu ve düzenli kenevir kullanıcıların kenevir alımını kısıtladıkları zaman, beyinleri bir ay sonra tamamen eski haline geldiğine inanıyorlar. Ayrıca bir başka grup zihinsel rahatsızlıkları tedavi etmek için kenevir kullanmayı öneriyor. Peki hangisi doğru ve nelere dikkat etmemiz gerekir.

Kenevir beyni nasıl etkiler

Kenevir –  vücudunuzu biraz zehirlemek için en yaygın kullanılan dördüncü yöntemdir (alkol, tütün ve kahveden hemen sonra). Vücut üzerindeki etkisi zordur: aktif maddeler kenevirin doğrudan vücudun işleyişini bozmaz, ancak dolaylı olarak birçok hayati süreci etkiler.

Kenevir reçinesinde seksenden fazla aktif madde (kanabinoidler) bulunmaktadır, ancak kullanımından doğan karakteristik tesir iki zıt etkiye sahip ana maddenin kombinasyonu neden olmaktadır.

Tetrahidrokanabinol (THC)

Öfori, canlanma ve hoş bir uyarılmaya neden olur, ayrıca kaygı ve gerginliği arttırır.

Kannabidiol (CBD)

İnhibe edici bir etkiye sahiptir, kaygıları azaltır, yatıştırır.

Bu iki maddenin etkileşimi ve uyarıcı etkisi küçük dozlarda (THC – daha aktif madde) ve daha sonraki etki daha büyük dozlarda (CBD hacimce daha büyük) inhibe edici etkisi ile açıklanmaktadır.

Kannabinoidler aynı anda beynin çeşitli bölümlerini ve vücut süreçlerini etkilemektedir:

  • Duygulardan sorumlu limbik sistem hem öfori hem de korkuyu tetikleyebilir;
  • Hipokampus, dikkat ve hafıza kontrolü: bellek zayıf olur, dikkat-dağınık, zihin-kaotik. Tüketiciler bu duyguları sezgi ve içsellik olarak tanımlayabilir, ancak aslında düşünce ve duyguların kaotik bir şekilde dolaşmasıdır;
  • Dış duyulara daha keskin tepki vermeye başlayan beynin prefrontal korteksi: sesler ve renkler daha canlı/parlak görünür;
  • Açlık hissini uyararak, iştahınızı arttırır;
  • Dopamin salınımını arttırır bu da olumlu duyguları açıklamaktadır.

Fareler üstünde gerçekleştirilen deneylerde “popcorn” etkisi olarak adlandırılan bir etki gözlemlenmiştir: kenevir etkisi altında çevik ve hızlı kemirgenler sessiz ve halsiz hale geldi. Ancak buna rağmen sinirleri aşırı gergindi: en küçük dokunuşlar veya sesler kemirgenlerin yerlerinde sıçramalarına neden oluyordu.

Kenevir bitkisinin farklı çeşitlerinde THC içeriği %1’den %20’ye kadar değişiklik gösterebilir. Bazılarında bu gerçek bir psikoz tetikleyebilecek kadar yüksek olabilir. Sıradan bir alıcı genellikle kimyasal bileşimin özelliklerinden haberdar değildir. Hippi dönemlerinde içilen strain’ler ortalama olarak günümüzde bulunan kenevir çeşitlerinden çok daha zayıftı. Örneğin çok popüler olan kenevir çeşidi “Skunk-kokarca”: seralarda veya hidroponik sistemlerde yetiştirilir, hızla beyin üzerine etki eder ve öfori ile birlikte sinirlilik, panik atak ve kusmaya neden olabilir.

Kenevir bağımlığı diye bir şey var mı

Kenevir bağımlığı diye bir şey var mı

Popüler inancın aksine kenevirin bağımlılığı var. Ancak gelişme riski ağır uyuşturucu ve tütün ya da alkolün aksine daha düşüktür. Kenevir, tüketicilerin yaklaşık %9’unda bağımlılığa neden olur (alkol ve kokain tüketicilerinin bu riski %15 daha yüksektir). Haftada birkaç kez tüketenlerin bağımlılık oluşturma riski %30’a ulaşır.

ABD’de kenevir bağımlılığı zihinsel bozukluklar listesine alındı ve dört milyondan kişi bu zihinsel rahatsızlıktan mustarip olduğunu bildirmektedir, İngiltere’de ise kenevir bağımlılığı olanlar için sıcak telefon hatları ve gruplar var, tam şimdi kendinizi bu 12 soruya cevap vererek kenevir bağımlılığınızın bulunup bulunmadığına dair test edebilirsiniz.

  • Kenevir içmek eğlenceli olmaktan çıktı mı?
  • Hiç yalnız başına içer misin?
  • Otsuz bir hayat hayal etmek senin için zor mu?
  • Arkadaşların ve çevren kenevir kullanımına göre belirleniyor mu?
  • Sorunlarından kaçmak için kenevir kullandığın oluyor mu?
  • Duygularınla başa çıkmak için kenevir kullanıyor musun?
  • Kenevir kullanımı senin özel olarak tanımlanmış bir dünyada yaşamana izin veriyor mu?
  • Hiç bırakmak veya ara vermek için verdiğin sözleri tutmadığın oldu mu?
  • Kenevir kullanımı bellek, konsantrasyon ve motivasyon ile ilgili sorunlara neden oldu mu?
  • Zulan neredeyse bomboş olduğunda endişeli hissediyor musun?
  • Hayatında kenevir için özel bir yer ayırdın mı?
  • Arkadaşlarınız ve akrabalarınız kenevir kullanımınızın onlarla olan ilişkinize zarar verdiğinden şikâyet etti mi?

Bağımlının durumu “amotivasyon sendromu” olarak tanımlanmaktadır: düşünme yeteneklerin yavaşlaması ve zayıflaması, dış dünyaya olan ilginin azalması, pasiflik, hırs ve motivasyon eksikliği, hızlı yorulma, kronik bitkinlik ve stabil olmayan ruh hali. Bilim adamları için bu hala tartışma konusu olarak durmaktadır, bir insanın böyle bir “sebze” hali alması çok yıllık tüketiminin sonucu mu ya da kendi başına aşırı rahat bir yaşam tarzından mı doğmaktadır.

Öğrencilerin katılımı ile yapılan bir deneyde (gönüllüler günde 11 cigara içiyorlardı ve üstelik bunun için para alıyorlardı) deney sona erdiğinde öğrenme yeteneklerinin geri geldiğini gösterdi. Doğrudan kenevir kaynaklı beyinde geri dönüşü olmayan değişiklikler henüz tespit edilmemiştir. Bilim eğer kenevir kullanımından vaz geçerseniz, ortalama olarak bir ay sonra düşünce yeteneklerinizin normale döneceğini söylüyor. Ancak bu tam olarak kesin değil: araştırmalar devam ediyor ve aylar sonra bile tüketicilerin bir kısmının dengeli kararlar alamamasından risk ve dürtüsellik eğiliminde olmalarına dair (henüz açıklığa kavuşturulması gereken) veriler bulunmaktadır.

Söylentilere rağmen kenevir kullanımı terk etme sendromu var: kenevir kullanımını terk eden kişi iştah kaybedebilir, mide bulantısı, terleme, kabuslarla huzursuz uyku ve duygusal dengesizlik yaşayabilir.

Kenevir kullanımından doğan olumsuz etkiler nelerdir

Kenevir etkisi çok bireysel bir karakter taşır ve sadece bitkinin çeşidine değil, aynı zamanda belirli bir organizmanın reaksiyonlarına da bağlıdır. Bunun yüzünden etkiyi önceden tahmin etmek neredeyse imkansızdır.

Yürütülen farklı çalışmalarda kenevir kullanıcıların %5 ila %20’sinde panik atak, kaygı, depresyon, saplantılı düşünceler, güç kaybı ve ilgisizlik belirtileri gösterdiler.

Zihinsel sorunları olan gençlerin topluluğunda yapılan bir anket katılımcıların yaklaşık olarak %15’inin (120 yanıt verenlerin), kenevir tüketimi sonucunda sinirlilikten, panik atağa kadar çeşitli olumsuz zihinsel etkilere maruz kaldıklarını belirtiklerini söylediler.

D.: “depresyonumu hafifletmek için birkaç kez cigara içtim ve yardımcı da oldu. Ancak daha sonra kullanımının arka planına karşı korkunun doğurduğu acı verici spazmlar ve aşırı kaygı hissetmeye başladım, bu yüzden deneylere devam etmek istemiyorum.”

Ayrıca kenevirin ergenler ve gençler arasında ruh halinin kendi kendine tedavi edilmesi için, kullanılan yaygın bir araç olduğunu gösterdi: 120 kişiden 50’si (yani hemen hemen her ikinci) kullanım deneyimine sahip olduklarını itiraf etti.

L.: “Altı ay düzenli olarak kenevir tükettim. Yükselmeden sonra her zaman depresif bir faz başladığını ve normalden daha ağır olduğunu keşfettim. Aynı zamanda genelde kullanılan antidepresanlar durumu düzeltmiyor”.

Bu olgular tatsız ancak geçici bir karakter taşıyor. Bununla birlikte kenevir bir ömür boyu bizimle kalabilecek ruh bozukluklarını da tetikleyebilir. “Büyük psikiyatri” hastalıkları tedavi edilemez olarak kabul edilir: kişi remisyonda uzun yıllar kalabilir, ancak her an yeni bir atak geçirebilir.

Kenevir psikozu tetikleyebilir mi

Kenevir bağımlığı diye bir şey var mı

Farklı şekillerde kenevir kullanımının arka planına karşı ortaya çıkan psikozlar en iyi şekilde incelenmiştir. Kenevirin büyük bir dozu (ya da küçük ama yüksek THC içerikli) akut psikoz tetikleyebilir – bir kişinin gerçeklik ve yeterli davranma yeteneği ile bağlantıyı kaybetmesine neden olan ruh bozukluğu, halüsinasyonlar görmenize neden olur, gaipten seslerin gelmesi ve çılgın ve temelsiz fikirler oluşumu ile kendini gösterir.

Tıpta “kenevir psikozu” için özel bir terim vardır (cannabis induced psychosis). Korku nöbetleri (ürpertici halüsinasyonlara neden olurlar) ve saldırganlık (kişinin halüsinasyonlardan kendisini korumaya çalışması) ile kendisini göstermektedir.

Hatta hastada alacakaranlık bozukluğu ortaya çıkabilir, bu durumda hasta gözlerinin nereye gittiğini görmeden ve çevredeki hiçbir şeye/kimseye tepki vermeden saatlerce koşabilir ve daha sonrasında ise hiçbir şey hatırlamayabilir. Farklı araştırmalara göre böyle bir deneyim kazanma riski %1,5 ila %5 arasındadır ve aldığınız doz ne kadar yüksek olursa o kadar yüksek olur. Genellikle birkaç saat sonra hasta tamamen kendine gelir. Ama uzun ömürlü sonuçlar da olabilir.

Kenevir kullanımı ve şizofreni arasında bir bağlantı var mı

Kenevir aşırı kullanımın şizofreni ile ilişkileri on binlerce kişinin katıldığı, yüzlerce araştırma adanmıştır ve çoğunda böyle bir bağın bulunduğunu ve oldukça sağlam olduğunu sonucuna varmıştır.

Yapılan en büyük araştırmalardan biri Finlandiya’da yapılmıştır: 15 yıl boyunca doktorlar narkotik madde veya alkolden kaynaklanan akut psikoz belirtilerine sahip ve rahatsızlığın daha sonra tek psikoz ataklarından şizofreniye kadar geliştiği 18.000 kişiyi incelemiştir.

Psikozun kenevir kaynaklı oluşan hastaların %46’sında sekiz sene içerisinde çeşitli şizofreni belirtileri gözlemlenmeye başlanmıştır. Bu da alkol veya amfetamin kullanan hastalardan çok daha yaygın olan bir göstergedir.

Çoğu durumda hastalık ilk hastaneye kaldırılmasından sonraki ilk üç yıl içinde kendini göstermektedir.

Benzer bulgularla Mikkel Arendt önderliğinde Danimarkalı araştırmacıların yürüttüğü ve daha sonrasında (British Journal of Psychiatry dergisinde yayınlandığı) çalışmalar yer aldı. Kenevir psikozu yaşayan hastaların neredeyse üçte birinin zamanla paranoid şizofreninin en şiddetli formlarına yakalandıklarını gözlemlendi. Bu zihinsel sapma kişinin entelektüel seviyesini korumakta, ancak bilinç tamamen halüsinasyonlar ve sanrısal fikirler ile dolmaktadır.

Esrar bağımlısı ve şizofreniden mustarip gençlerin, beyinlerinde benzer özellikler keşfettiler: görme ve işitme merkezlerinin hiperaktivitesi. Bu özellik var olmayan sesler (örneğin gaipten gelen kafanızda oluşan sesler), korkutucu ve müdahaleci sanrılar, halüsinasyonlar ile karakterizedir.

Ancak korelasyon nedensel ilişki anlamına gelmez: kenevirin şizofreni riskini arttırdığı, henüz hastalığın nedeni olduğunu anlamına gelmez.

Psikozlar ve şizofreni tezahürleri sadece kenevir kullanıcıların nispeten küçük bir bölümünde gözlemlenmektedir, bu nedenle bilim adamları dikkatli bir şekilde sonuca yaklaşmaktadırlar: aşırı kenevir tüketiminin hastalığın gelişimi ve nöbetlerin daha sık ve güçlü bir hal alması, kişinin doğal olarak bu hastalığa yatkınlığından kaynaklanmaktadır: kenevir tüketiciler şizofreni belirtileri ortalama olarak 2.7 yıl önce ortaya çıkmaktadır.

Şizofreni kendiliğinden oldukça yavaş gelişen bir rahatsızlıktır. İlk psikotik atak gerçekleşmeden önce zihinsel değişiklikler 10 – 15 yıl içinde atak tetiklemek için hazırlanmaktadır. Narkotik madde hastalığın aktif fazını tetikleyen bir tetikleyici olarak hareket edebilir.

Zihinsel bozukluğa yatkınlık nedir

Zihinsel bozukluğa yatkınlık nedir

Her şeyden önce kalıtsal bir yatkınlık, yani belirli maddelere karşı konjenital duyarlılık, beyindeki nörotransmitter metabolizmasının ihlali.

Şizofreninin doğduğunuzda sahip olursanız kesinlikle delireceğinizi gösteren tek bir geni yoktur, ancak her biri hastalık şansınızı biraz artıran birçok gen vardır.

İkincisi, zor sosyal koşullar. Toplumun ekonomik ve sosyal olarak korunmasız katmanlarında bulunma, sürekli strese maruz kalma, yaşanmış şiddet görme geçmişi, tüm bunlar “çatınızın kayması” riskini artırmaktadır. Son olarak da kişisel psikolojik özellikler. Örneğin kaygılı ve keskin bir kişiliktam teşekküllü bir anksiyete bozukluğuna dönüşebilir.

Bu faktörlerin her biri kendi başına bir hüküm değildir: hastalığın oluşumu için genellikle bir tetikleyici gerekir. Hiç kendini göstermeyebilir, ancak çoğu zaman narkotik maddelerin kullanımı tetikleyici görevi üstlenmektedirler.

Şizofreniye yatkın olan kişilerin keneviri kendi kendine tedavi amaçlı olarak kullandıklarını ve kalıcı zihinsel rahatsızlıktan doğan olumsuz duyguları bastırdıklarını göz ardı etmemek gerekir. Zihinsel bozukluğu olan insanlar farklı kimyasal maddeler bağımlılığını geliştirmeye daha yatkındır.

Bu iki fenomenin arasında ki olan ilişkisine başka bir bakış da var. King’s College’daki doktorlar, genlerin aynı kombinasyonunun hem şizofreniye hem de esrar bağımlılığına neden olduğu sonucuna vardı.

Kapsamlı araştırmayı kullanıcıların büyük bir kısmının kenevir ile sınırlı kalmadığını ve diğer zararlı maddelerin etkisini dikkate almadıklarını gerçeği ile eleştirdiler. Büyük bir olasılıkla kenevir kendi başına böyle bir etkiye neden olmazdı.

Doğal olarak doğan soru: şizofreni insidansının yıllar içinde neredeyse değişmediği gerçeğine karşılık, kenevirin son 30 yıl içinde gerçek bir patlama yaşadığı: birçok ülkede özellikle ABD, Kanada ve Fransa’da tüketici sayısı %10’u aştı, ancak toplumda şizofreni hastalıklarının sayısı %1 seviyesini korumaktadır.

Kenevir manik nöbetlerini güçlendirebilir mi

Kenevir manik nöbetlerini güçlendirebilir mi

Kenevir ile bipolar bozukluk arasındaki bağlantı çalışmaları daha azdır ve yazarlar bulgularını henüz ham olarak adlandırmaktadırlar. Ancak birkaç yeni çalışma genç yaşta kenevir kullanımının ileri yaşlarda bipolar bozukluk gelişimi için bir risk faktörü olduğunu göstermiştir.

Warwick tıp fakültesi’nden bir ekip, haftada en az 2 – 3 kere kenevir ürünlerini tüketen gençlerin ileriki yaşlarda hipomanya belirtileri gösterdiklerini tespit etti – bipolar bozukluğunun belirtilerinden biri.

Bipolar ve şizofreniden mustarip hastalar çoğu zaman ot içmenin daha şiddetli semptomlarla baş etmelerine yardımcı olduğu için kendilerini haklı çıkarmaktalar: kaygı, depresyon. Ancak bilim adamları deneklerin sözlerine inanmadılar ve hastaların genellikle kötü olduklarında değil, ruh hallerinin iyi olduğu ve yaşanan öfori duygusunu arttırmak amaçlı kenevir kullandıklarını tespit ettiler. Bu da ileride manik atak krizi geçirme olasılığını artırır.

Dahası keneviri kötüye kullanan bipolar hastalığından mustarip insanların, intihar girişimlerine sahip olma ihtimalinin daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Buna ek olarak hastalık “temiz kalan” insanlara nazaran kullanıcılarda daha genç yaşta başladığı görülmüştür. Bu da oldukça kötüdür çünkü ergenlik döneminde başlayan bipolar bozukluk yetişkinlerden daha şiddetli ve tehlikeli bir şekilde geçmektedir.

Kenevirin manik veya bipolar bozukluğun başlangıcını tetiklemesi için, kişide kalıtsal bir yatkınlık olmalıdır. Hatta bundan sorumlu genleri tespit etmeyi bile başardılar. Sizde AKT1 geninin belirli bir varyasonu varsa, manik psikoz riski yüksektir. “Eğer bipolar hastalığından mustaripseniz ve semptomlarını hafifletmek için kenevir kullanıyorsanız, doktorunuzdan sizi genetik bir araştırmaya yönlendirmesini isteyiniz.” diyor çalışma yazarları.

Kenevir kullanımı hangi sorunlar ile ilişkili bulunmuştur

Kenevir tüketicilerinde daha sık ortaya çıkan diğer zihinsel bozukluklar da vardır. Her şeyden önce aşırı kaygı ve depresif durumlar yer almaktadır.

Araştırmalar düzenli olarak kenevir kullanıcıları depresyon ataklarının 4 – 6 kat daha sık ortaya çıktığı gözlemlenmiştir. Avustralya’da yedi yıl boyunca 14 – 15 yaşlarında kenevir kullanan 1600 öğrenci izlendi. O yaşta kenevir kullanmayı başlayan ve her gün kullanan çocuklar, yetişkinlikte depresyon ve kaygıdan beş kat daha fazla mustarip oldukları ortaya çıktı. Buna ek olarak kenevir bitkisinde bulunan aktif maddeler, genellikle paranoya ataklarını tetikler: kişi takip edildiğini ve ona zarar vermek isteyenler olduğunu sürekli olarak düşünebilir.

Kenevir tüketiminde zihinsel rahatsızlık oluşması kimde daha fazla görülür

Farklı araştırmalardan “risk altındaki” bir kişinin, belirgin bir portresi oluşturulabilir. Yani rahatlama amaçlı olarak kullandığınız keneviri, zihinsel sağlığınızla ödeyebilirsiniz.

Zihinsel bozukluklara yatkınlığınızın bulunması.

İşi zorlaştıran durum şu ki bu konu hakkında önceden kesin olarak bir bilgi sahibi olamayacağınızdır: şizofreni genellikle 25 yaşlara kadar kendini gösterir, bipolar bozukluk 35’e kadar. Kendinizi genç ve iyi hissedebilirsiniz ancak belki de sağlıklı değilsiniz ve hastalık henüz ortaya çıkmamıştır ve narkotik maddelerin alınması bunu tetikleyecektir. Eğer ailenizde zaten zihinsel bozukluğu olan insanlar varsa – risk almanız kesinlikle gerekli değildir.

Belirgin bir şekilde şizofrenik karakter özelliklerine sahipsiniz (içedönüklük, kırılganlık, savurganlık). Kenevir sadece şizofreni değil, aynı zamanda şizoid bozuklukları da güçlendirir – o kadar ağır değil fakat hoş olmayabilir.

Keneviri erken kullanmaya başladınız (özellikle psikolojinin daha yeni oluştuğu ve güçlendiği 16 yaştan önceki olan dönemlerde)

Daha önce psikoz krizi geçirdiniz.

Çok ve sık sık tüketiyorsunuz. Dozaj ve düzenlilik ne kadar büyük olursa, psikoz olasılığı o kadar yüksek olur ve şizofreniye geçiş riski bir o kadar artar.

Kenevir zihinsel bozuklukları tedavi edebilir mi

Kenevir zihinsel bozuklukları tedavi edebilir mi

Kenevir ve ruh hali hakkında konuşulduğunda ters bakış açısını atlamamak gerekir: kenevirin aynı zamanda tedavi edebileceği gerçeği.

XIX – XX yüzyıllarındaki hemen hemen tüm uyuşturucular ilaç olarak kullanıldı ve bu amaçla üretildi. Yan etkilerin hastalığın kendisinden çok daha kötü olduğu belli olana kadar.

Psikiyatrinin “yıldızı” LSD maddesi olarak adlandırılabilir. Psychedelic maddelerin hastalar üzerinde 1930’larda Karl Gustav Jung’dan 1960’larda Timothy Liri’ye kadar nesiller boyunca psikologlar ve psikiyatristler tarafından etkileri denendi ve daha sonrasında psychedelic guruları tutuklanıp tüm uyuşturucu deneyleri kapatıldı ve çoğu ülkede araştırılması yasaklandı. Ancak bu araştırmaların yapılmadığı anlamına gelmemektedir.

Kısa bir süre önce yeraltı psikiyatristlerinin resmi tıbbın umutsuz bir vaka olarak kabul ettikleri (yani bilinen ilaçlara karşı dirençli kişiler) hastaları LSD, amfetamin ve daha az ölçüde kenevir kullanılarak hastaları nasıl tedavi ettikleri üzerine bir kitap çıktı. Tedavi yöntemlerini birine gerçekten yardım etseler bile bunları evde denememeniz daha iyidir: saflaştırılmış bir maddenin doktor gözetiminde kullanılması ile anlaşılmaz bir karışım arasında risk olasılığı büyük ölçüde farklılık göstermektedir.

Kenevir yetiştiriciliğinin serbest olduğu ülkelerde tıbbi amaçlar için yetiştirilen kenevir endüstrisi de var (örneğin 2001’den beri Kanada). National Institute on Drug Abuse (NIDA) verilerine göre, kenevir esaslı ilaçlar mide bulantısı, iştah kaybı ve ağrı kesici olarak kullanılabilir. Örneğin Marinol iştahları zayıflayan kanser hastalarına reçete edilmektedir: bu ilaçlar rekreasyon amaçlı kullanılmamaktadır, sadece kannabinoidlerin saflaştırılmış ve diğer maddelerden ayrıştırılmış olarak küçük dozlar içermekteler.

Psikiyatride kenevir kullanımı uygulamaları nispeten azdır ve etkinliğini kanıtlayan çalışmalar daha azdır. Ancak daha önce öğrendiğimiz gibi, çok sayıda hasta kendi kendine tedavi olarak kenevir ürünlerini kullanmakta, bu nedenle soru daha aktüel bir hal taşımaktadır.

Oldukça popüler olan kenevir kitabının yazarı ve psikiyatrist olan Julie Holland, kenevirin travma sonrası bozukluğu olan askerlerin ve gazilerin durumunu kolaylaştırdığını düşünüyor.

2016’da Clinical Psychology Review dergisinde yayınlanan, kenevirin depresyon ve sosyofobik insanların durumunu iyileştirebileceğini iddia eden bir çalışma yayınlandı. Ancak kısa bir süre sonra bilim adamlarının Kanadalı esrar üreticilerinden finansman sağladığı keşfetti, bu yüzden tarafsızlıklarından şüphe etmek için nedenler bulunmaktadır.

Related posts

Discussion

Write a Reply or Comment

Comment*

*

*